9 Mart 2014 Pazar

İSTANBUL

  Kız kulesi

Kız Kulesi, hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır.


Üsküdar'ın sembolü haline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir.Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi derler. Kule hakkında pek çok rivayetler bulunmaktadır. Evliya Çelebi kuleyi şöyle tarif eder:Bugün görülen kulenin temelleri ve alt katın önemli kısımları II. Mehmed devri yapısıdır. Kulenin etrafındaki sahanlık geniş kaplanmıştır. Üstündeki madalyon halindeki bir mermer levhada, kuleye şimdiki şeklini veren Sultan II. Mahmud'un, Hattat Rasim’in kaleminden çıkmış 1832 tarihli bir tuğrası vardır. Kulenin Eminönü tarafı daha genişçe olup burada bir de sarnıç vardır.Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkarane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam 80 (seksen) arşındır. Sathı mesehası iki yüz adımdır. İki taraftan yerde kapısı vardır.

Günümüzde eşinizle, dostunuzla gidebileceğiniz, romantik bir akşam yemeği ya da rutin dışında bir öğle molası için gidilebilecek ve yapısıyla mutlaka görülmesi gereken tarihi bir mekandır.



  


Topkapı Sarayı


Topkapı Sarayı; İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarının yaşadığı saraydır.Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın insan yaşamıştır.


Topkapı Sarayı Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478’de yaptırılmış, Abdülmecit’in Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmasına kadar yaklaşık 380 sene boyunca devletin idare merkezi ve Osmanlı padişahlarının resmi ikametgahı olmuştur. Kuruluş yıllarında yaklaşık 700.000 m.² lik bir alanda yer alan sarayın bugünkü alanı 80.000 m² dir.
Günümüzde büyük turist kitlelerini kendine çeken saray 1985 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne giren İstanbul Tarihî Yarımada içerisindeki tarihi eserlerin en başında gelmektedir.Günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.






Dolmabahçe Sarayı


Dolmabahçe Sarayı, imparatorluk döneminde Osmanlı Kaptan-ı Derya'sının gemileri demirlediği bir alan olarak kullanılmış daha sonra ise has bahçeye dönüştürülmüştür. 


Cumhuriyet döneminde ise Atatürk'ün İstanbul ziyaretlerinde kaldığı bir mekan olmasıyla ve hayata gözlerini burada yumması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Bu kadar tarihi dokuyu bir arada bulunduran saray, yerli yabancı turistlerin mutlaka görmesi gereken yerlerdendir.






Miniatürk


Miniaturk 02 Mayıs 2003 tarihinde ziyarete açıldı. ‘Büyük Ülkenin Küçük Bir Modeli’ sloganıyla yola çıkan Miniaturk Türkiye’nin Vitrini oldu. Miniaturk’te, binlerce tarihi eser arasından, bilinirliğine, dönemini temsil yeteneğine ve maketi yapılabilirliğine göre seçilen 122 mimari eserin, 1/25 oranına küçültülmüş minyatür modellerine yer verildi. Eserlerin yanındaki sesli rehberlik sistemi de ilk kez Miniaturk’te uygulanıyor. Sistem, Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Japonca ve İspanyolca olmak üzere dokuz farklı dilde bilgi veriyor




 Gücünü ve güzelliğini arkasındaki 3000 yıllık uygarlıklardan alan Miniaturk, hoş bir gezi parkı olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir kültür ve sosyal sorumluluk projesi. Genç kuşaklar ne kadar köklü bir uygarlıkla beslendiklerini Miniaturk’te keşfediyorlar. Yerli ve yabancı turistlerin İstanbul turlarında ilk adres olan Miniaturk, kısa sürede muhteşem bir Türkiye turu atmak isteyenler için de ideal bir mekân, kısacası: Türkiye’nin Vitrini! Miniaturk de ayrıca Panorama Zafer Müzesi ve Kristal İstanbul Müzelerine yer verilmektedir. Çocukların ve gençlerin hoşça vakit geçireceği oyun alanı, go-card, kumandalı tekne, tranbolin ve bütün alanı boydan boya gezdiren Miniaturk Express tren bulunmaktadır.






Kapalı Çarşı


Kapalıçarşı, İstanbul kentinin merkezinde yer alan dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde yarım milyona yakın insan barındırdığı söylenir.
Kapalıçarşı'nın temeli 1461 yılında atılmıştır. Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir. Adeta bir şehri andıran, bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde gelişip büyümüştür. İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 mektep, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 24 kapı, 17 han vardı. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. 15. yüzyıl'dan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline gelmiştir. 


Kapalı Çarşı günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır. Esnaf, ziyaretçileri ısrarlı olarak kendi mağazasına çağırır. Çarşı girişinde gelişen konforlu, büyük mağazalar Türkiye’de elde imal edilen ve ihracatı yapılan hemen bütün eşyayı satışa sunmaktadır. El halıları ve mücevherat geleneksel Türk sanatının en güzel örnekleridir. Halı ve mücevheratın yanında meşhur Türk işi gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz hediyelik ve dekoratif eşya, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları zengin bir koleksiyon oluştururlar. Kapalıçarşı İstanbul'u süsleyen bir cennettir.







Yerebatan Sarnıcı

Suların içinde yükselen sütunlarıyla, yaşandığı rivayet edilen ilginç efsaneleriyle Yerebatan Sarnıcı en çok merak edilen, görmek için can atılan mekanlar arasındadır.



Bizans İmparatoru tarafından sarayın su ihtiyacını karşılamak için kullanılan Yerebatan Sarnıcı, Fatih Sultan Mehmet döneminde de bir süre aynı şekilde devam etmiştir. Sütunların üzerinde bulunan şekillerin gözyaşlarını andırması, Büyük Basilika yapılırken kaybedilen bir çok kölenin dramını temsil etmesi açısından önem taşıdığı ise efsane ve rivayetler arasındadır. Bu yüzden yapısıyla da bir çok turistin ilgi odağı olmakta, merakını cezbetmektedir.








Eyüp Sultan Camii


Eyüp Sultan Camii, dikdörtgen planda, mihrabı çıkıntılıdır. Merkez kubbe altı sütun ve iki fil ayağına müstenit kemerlere yaslanır, etrafında yarım kubbe, ortasında Eyüp Sultan türbesi, sandukasının ayak ucunda bir pınar, avlu ortasında asırlık bir çınar bulunmaktadır.



Günümüzde kutsal bir ibadet yeri olarak atfedilen Eyüp Sultan Camii Haliç kıyısında, Eyüp semtinde yer almaktadır. Diğer illerden ya da yurtdışından gelen turistlerin görmeden geçmedikleri tarihi bir camiidir. istanbul'un kutsal cuma gününde, kalabalığın camiye yöneldiği ve ibadet ettiği görülür. Görülmesi gereken, kutsal sayılan yerlerdendir.





Rumeli Hisarı


Rumeli Hisarı, İstanbul'un Sarıyer ilçesinde Boğaziçi'nde bulunduğu semte adını veren hisardır. Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un fethinden önce boğazın kuzeyinden gelebilecek saldırıları engellemek için Anadolu yakasındaki Anadolu Hisarı'nın tam karşısına inşa ettirilmiştir. Burası boğazın en dar noktasıdır.




Sarıyer, İstanbul'da bulunan Rumeli Hisarı, 30 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Anadolu Hisarı'nın karşısında İstanbul Boğazı'nın 600 metrelik en dar ve akıntılı kısmında inşa edilmiş bir hisardır. 90 gün gibi kısa bir sürede tamamlanan hisarın üç büyük kulesi, dünyanın en büyük kale burçlarına sahiptir.Hisarın inşaatına 15 Nisan 1452'de başlanmıştır. İş bölümü yapılarak her bölümün inşaası bir paşanın denetimine verilmiş, deniz tarafına düşen bölümün inşaasını da Fatih Sultan Mehmet bizzat kendisi üstlenmiştir. Denizden bakıldığında sağ taraftaki kulenin yapımına Saruca Paşa, sol taraftakinin yapımına Zağanos Paşa, kıyıdaki kulenin yapımına da Halil Paşa nezaret etmiştir. Buralardaki kuleler de bu paşaların adlarını taşımaktadırlar. Hisarın inşası 31 Ağustos 1452'de tamamlanmıştır.Hem turistlerin hem İstanbul'da yaşayanların kesinlikle bir hafta sonu kahvaltısı için aynı zamanda da tarihi yapıyı görmek için gitmesi gereken mekanlardandır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder